Osmanlı Dönemi Temizlik
- Ahmet Vefa
- Beta Temizlik
- Gösterim: 9207
OSMANLIDAN BETA TEMİZLİĞE İSTANBUL’UN TEMİZLİK TARİHİ – Tanfizat-ı İstanbul
Temizlik, en genel ifadeyle; "herhangi bir canlı veya nesnenin, kendi doğasına ait olan veya olmayan, olumsuz algılanan, nahoş duygu ve düşünceler uyandıran, kimyasal, biyolojik, fiziksel unsurlardan arınması ve arındırılması" olarak tanımlanabilir. Fiziksel temizlik uygulamaları kişisel temizlik, tıbbi temizlik ve çevre temizliği olarak ayrılmaktadır.
İnsanlık tarihi kadar eskiye dayanan temizlik uygulamaları, modern dönemle birlikte daha da önem kazanmıştır. Bugün pek çok dil içerisinde yer edinmiş olan ve güncel anlamı “sağlığı koruma bilimi, sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü” olan ‘hijyen’ kelimesinin kökeni Antik Yunan’a dayanmaktadır. Hem Antik Yunan’da hem de Roma’da su büyük anlam ifade etmektedir ve toplumsal ilerleme ve refahın bir göstergesi olan su yapılarında büyük bir mühendislik örneği sergilenmektedir.
Osmanlı Dönemine baktığımızda temizlik ve halkın sağlığı konularına çok dikkat edildiğini görmekteyiz. Şehrin temizliğinden Subaşı’nın emrinde çalışan çöpçü subaşı ve onun emrindeki bin civarındaki çöpçü sorumlu idi. Çöpçüler sokaklardaki çöp, hayvan pisliği ve kalıntıları toplamakla görevliydiler. Bu kişiler, arkalarında bir küfe ile sokakları dolaşır, birikmiş çöpleri küfelerine doldurarak toplarlardı.
Fatih Sultan Mehmet’in vasiyetnamesinde yer alan şu sözleri Osmanlı’nın temizliğe ne denli önem verdiğini de göstermektedir: ’’İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tâyin eyledim. Bunlar ki, ellerinde bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu hâlde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezerler. Sokaklara tükürenlerin tükürükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye yirmişer akçe alsınlar.’’
Sadece payitaht (başkent) İstanbul’un değil tüm ülkenin temizliği, en ince ayrıntısına kadar takip edilmekteydi. Bu konuda Kanuni Sultan Süleyman’ın Erzurum valisine göndermiş olduğu ferman önemli bir örnek teşkil etmektedir: “Duyduk ki Erzurum kalesinin temizliğine dikkat edilmiyormuş, tez zamanda bakıla ve suçlular cezalandırıla!…” .
Üç tarafı denizlerle çevrili olan kadim şehir İstanbul’a Araplar, Ümm-i Dünya, dünyanın anası demişlerdir . Şehrin Fatih Sultan Mehmet tarafından alınmasından sonra, bu büyük hükümdarın ilk işi, bakımsızlıktan, harap bir şekilde olan bu kenti yeniden eski günlerine kavuşturmak, tekrar dünyanın merkezi haline getirmek olmuştur. Osmanlılar, insanca yaşanılabilir bir şehir yaratmak amacıyla adeta birbirleriyle yarışmaya başlamışlardır. Temizlik ve hijyen kavramları da Fatih Sultan Mehmet ile birlikte İstanbul'a ciddi bir şekilde yerleşmiş, şehrin sokak ve caddelerinin temizlenmesine ayrı bir önem verilmiştir.
Osmanlılar modern belediyeciliğin başladığı 19.yüzyılın ikinci yarısında Şehremaneti’nin kurulmasıyla bu işi daha profesyonel anlamda yapmaya başlamışlardır. ''Temizlik imandan gelir.'' sözü ile belirtildiği gibi temizliği imandan sayan Osmanlılar şehrin temizliği için birçok müessese kurmuştur. Belediye bünyesinde kurulan temizlik müdürlükleri, profesyonel anlamda çalışan temizlik görevlileri, bu faaliyetlerin daha kolay yapılabilmesi için alınan alet ve edevat, çöp arabaları gibi malzemelerle temizlik şehrin sokaklarına girmiştir.
Devlet, temizlik işini zorlaştırmamak için birçok müessese kurmuş, hatta bazen kendi imkanlarıyla da sorunu çözmeye çalışmıştır. Örneğin, sadece şehrin değil, denizin temizliği de önem arz etmekte idi. Bu yapılan uygulamalar ile sadece Müslümanların değil Hristiyanların özel günlerinde de sokakların temizliği için Osmanlı yönetimi emirler yayınlamıştır. Osmanlı Devleti temizliğe çok önem verdiği için çevrenin kirletilmemesi adına kirletenlerin cezalandırılması için birçok emir gönderildiği dikkat çekici bir başka husus olarak göze çarpmaktadır.
Temizlik çalışanları ve çöp toplayıcılar için ''tanzifat amelesi'' tabiri uzun bir süre kullanılmıştır. Tanzifat işçileri genellikle İstanbul dışından geldikleri için büyük bir kısmı Tanzifat ahırları çevresinde
koğuşlarda yatarlardı. 1921 senesinde Bağdat Caddesi'nde, uzun bir çomaklı kürek, üstlerinde asker elbisesine benzer kıyafetlerle, yolları temizleyen çöpçüler hizmet ederlerdi.
Biz de Beta Temizlik LTD ŞTİ olarak atalarımızdan emanet aldığımız temizlik hassasiyeti ile İstanbul’a 2009’dan beri hizmet vermekteyiz. İstanbul’un temizlik tarihi, Osmanlı’nın şehir temizliği konusundaki uygulamaları hakkında daha ayrıntılı okuma yapmak isteyenlere de bir kitap önerisinde bulunmak isteriz. Mehmet Mazak ve Fatih Güldal tarafından kaleme alınan Yeditepe Yayınlarından çıkan Osmanlı’dan Günümüze Temizlik Tarihi – Tanzifat-ı İstanbul.
Beta Temizlik ailesi olarak keyifli okumalar dileriz…